Klinik Psikolog
Övgü Yaren Soydan
Lisans eğitimini Girne Amerikan Üniversitesi (İngilizce)Psikoloji alanında tamamladıktan sonra İstanbul Rumeli Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programında uzmanlık eğitimini tamamlayarak Klinik Psikolog Ünvanını almıştır.
Yüksek lisans eğitimi süresince Terapötik Kartlar Eğitimi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi ve süpervizyonu almıştır. Bunların yanı sıra yüksek lisans eğitimi boyunca çok kıymetli psikiyatrist ve psikologlardan birçok terapi ekolüne yönelik süpervizyonlar alarak terapilerini yürüttü. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. Türkçe ve İngilizce dillerinde terapi sağlayabilmektedir. Kariyer sürecinde özel danışmanlık merkezleri, anaokulları ve şirketlerde çalıştı. Özel klinikler ve sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer almıştır. Ek olarak Kadın Dayanışma Merkezleri ve Kadın Dayanışma Vakıflarında gönüllü çalışarak psikolojik destek verdi. Çok sayıda eğitime ek olarak terapi süreçlerinde Bilişsel Davranışçı Terapi ve Duygu Odaklı Terapi teknikleriyle danışanlarına destek vermeye devam edip, 2019 yılından bu yana çeşitli klinik ve hastanelerde psikoterapi çalışmalarını sürdürmektedir. En nihai amacı ulaşabildiği kadar insana ulaşmak ve hayatlarına dokunabilmek olduğundan, birçok alanı kapsayan ve geniş̧ kitlelere ulaşmasını sağlayacak gönüllü projelerde yer almaya devam etmektedir.
Çalışma Alanları
- Panik Bozukluk
- Obsesif Kompulsif Bozukluklar
- Yeme ile ilişkili Bozukluklar
- Öfke Yönetim Sorunları
- Kimlik Bunalıma İlişkin Sorunlar
- Kaygı Bozuklukları
- Özgül Fobiler (asansör fobisi, kapalı alan fobisi, uçak fobisi, yükseklik fobisi, yutma fobisi, vb.)
- Depresyon
- Post Travmatik Stres Bozukluğu
- Uyku Güçlüğü
- İlişki Sorunları
- Yas Süreci
- Somatoform Bozukluk
- Bipolar Bozukluk

LOGO HİKAYESİ
Rivayete göre Ege kıyılarında gezen Hemoros, bir zeytin ağacına yaslanıyor. Ağaç; ”Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.’‘ diyor. Bu nedenle ismi ölümsüz ağaç olarak anılır. O zamanlarda bu zamana kıymeti bilinen, dokunulmaz ve ölümsüz bir ağaç olarak görülen ağaçlardan.
Benim zeytine,zeytin ağacına bağlılığım memleketi Ege olan biri olmamdan geliyor.Çocukluk hatıralarım yazları gittiğim memleketimde hep zeytinliğin içinde koşuştururken,zeytin kırarken kimi zamanda zeytin toplarken
Neden bu logo ?
Zeytin ağaçları kurak arazilerde yaşayabilen, toprak açısından çok da seçici olmayan, hiçbir ilaca gerek duymadan büyüyebilen bir ağaç. Aslında sulu arazileri çok sevseler de susuzluğa karşı dirençli bir yapıları vardır.Aynı bizler gibi yaşamak için her şeyi isterler ama alamayınca yaşama direnerek büyürler.
Bunun yanında zeytin ağaçları atmosferde karbondioksit seviyesini azaltarak çevreye faydalı olur.İnsanoğlu da girdiği her ortamı güzelleştirir yada kendince güzellikleri ,güzel duyguları var eder.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.”
Nazım Hikmet, 1947’de kaleme almış bu satırları. Yaşamaya inancımızı tazeleyecek şeyin ipucunu verircesine zamanın ötesinden seslenmiş her birimize.
Üzerine söylenecek çok şey var kısacası. Ama gelin, biz içimizdeki zeytin ağacına sahip çıkalım. Gelin, onlara kocaman sarılalım. Zeytin ağaçlarımızı gözyaşlarımızla sulayalım, sevgimizle büyütelim.Hayata uzattığımız, umut ve sevgi simgesi olan zeytin ağaçları yetiştirmek dileğiyle.

Kendi hayatına ve başkalarınınkine anlamsız gözüyle bakan insan,yalnız mutsuz olmakla kalmaz, yaşamayı bile kolay kolay beceremez.

Ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren.Bunu yaptıktan sonra,bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın..

“Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun?”

Bizi hayatta gеrçеktеn bir tеk şеy ilgilеndirir, ruhsal hayatımız.

Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir.

Çocuk ailenin gizidir, kalbidir. Hasta bir çocuk mutsuz bir ilişkinin ürünüdür.

“Varoluşun getirileriyle yüzleşmek acı verir fakat sonunda iyileştirir.”

İnsan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir ; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur.
Engin Geçtan

İnsan kendisini aşarak kendisi olur.

Aklın ayırt edici özellikleri öznel bir türdendir; onları sadece kendi bilincimizin içeriğinden biliriz
Wilhelm Wundt

Çocuklarınız,onları oldukları insan olarak sevmenizi istiyor.Sürekli onlardan başkaları gibi davranmasını istemenizi değil.

Büyüdükçe, iki elin olduğunu keşfedeceksin, biri kendine yardım etmek, diğeri diğerlerine yardım etmek için.